Sırat-ı Müstakîm: Ne Sağ Ne Sol, Sadece Hakk’ın Yolu


🌿 Metnin Ayet ve Hadis Kaynağı:

Bu metin, Al-i İmran Suresi 73. ayetin bir kısmıyla başlıyor:

قُلْ إِنَّ ٱلْهُدَىٰ هُدَى ٱللَّهِ
“De ki: Doğru yol ancak Allah’ın yoludur.”
(Âl-i İmrân 3:73)

Ve şu hadise atıf var:

“Sağ ve sol karanlıktır, sırat-ı müstakîm ortadadır.”
Bu, birçok hadis kitabında “ifrat ve tefritin zararı, vasatın selameti” bağlamında rivayet edilmiştir.


Ayet Açıklaması (Akademik ve Tasavvufî Yorumla)

1. “De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur.”

  • Ayetin literal anlamı: Hakikî rehberlik (hüdâ), yalnızca Allah’ın gösterdiği yoldur.
  • Tasavvufî anlam:
    • Hidayet, zihinsel bilgi değil, kalbin yönelişi ile alınan bir sırdır.
    • Bu yol, vahdet (birlik) yoludur. Çoklukta boğulmak değil, Allah’ın birliğini kalpte idrak etmektir.
    • “Doğru yol Allah’ın yoludur” derken, nefsin, hevânın, cemaatlerin, kabilelerin yolları değil, sadece O’nun nurla aydınlattığı yol kasdedilir.

Ek Tasavvufî Açıklama:

“Yol Allah’ındır” sözü, fenâya giden, kalbin tecellîlerle arındığı bir yola işaret eder.
Bu yolculukta mürşid bile sadece bir vasıtadır; maksat Allah’tır.


2. “Yol, Hakk’a özgü vahdet yoludur, başkası değil.”

  • Vahdet yolu, her şeyin Allah’tan olduğunu bilmek ve O’ndan başka bir “fail” (etken) görmemektir.
  • Vahdetin zıttı, şirk’tir. Şirk bazen putlara değil, benliğe, çevreye, aidiyetlere güvenmekle olur.

Tasavvufta bu yola “seyr-i ilallah” ve sonra “seyr-i fillah” denir.


3. “Hz. Peygamber buyurdu: Sağ ve sol karanlıktır. Açık olanı orta yoldur.”

  • Sağ: Aşırılık, ifrat (aşırı zühd, dışa kapanmak, kendini zora sokmak)
  • Sol: Tefrit (gevşeklik, dünyaya dalmak, şeriatı hafife almak)
  • Orta Yol: Sırat-ı Müstakîm → Kur’an, Sünnet, takva ve denge yoludur.

Tasavvuf ehli için bu, kalpteki denge noktasıdır. Nefsin sesi değil, kalbin sırrı duyulur burada.


4. “Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan…”

  • Burada geçen “ilim”, sadece dışsal bilgi değil; kalbe gelen ilham, hakikat bilgisi, marifetullah kastedilir.
  • Yani, tevhid ve irfan bilgisi geldikten sonra tekrar dünyevî arzulara dönmek, batına perde çekmektir.

5. “Allah’tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.”

  • Allah’tan başka dost (velî) ve yardımcı (nasîr) olmaz.
  • Kalp, başkasına dayanırsa Hakk’ın yardımından mahrum kalır.
  • Bu, tasavvufî seyrin en hassas noktasıdır: Allah’tan başka hiç kimsenin kudret ve şefaat ehli olmadığını bilmek.

Zira marifet, “Allah’ın dostu O’dur” diyebilmektir. Gerçek velâyet, sadece O’na aidiyettir.


🌺 SONUÇ (Tasavvufî Yorumla Özet):

  • Hidayet: Allah’ın nuruyla gösterdiği bir yoldur, akılla tam kavranmaz, kalple hissedilir.
  • Vahdet yolu: Başkasını görmeden, O’nunla olma halidir.
  • Tevhid ilmi: Kalbe gelmişse, ona muhalefet etmek, perdelenmeyi getirir.
  • Sağ ve sol: Aşırılıklardır. Nefis ya çok katı olur, ya da çok gevşek. Kurtuluş, vasat yolundadır.
  • Şirkten kurtulma: Varlıkta sadece Allah’ı görmekle mümkündür. Başkasına bel bağlayan, O’nun dostluğundan çıkar.

Share this content:

Bir yanıt verin