Bir canlının canını almayı bayram zannedenler, dinin vazifesi zannedenler..ifadesinin doğruluğu ne kadar doğru ??

Din nimetini külfete çeviren, Sayısız kural uyduran din uleması. Hayvan kesmek ibadet değil âdettir! Söylemi ne kadar doğru bakalım ??


🔹 1. Kurban Bayramı mı, Hac Bayramı mı?

Kurban Bayramı (Arapça: ʿîd al-aḍḥā), İslâm dünyasında Zilhicce’nin 10. günü kutlanır. Hac ibadetiyle bağlantılıdır, ama sadece hacıların değil, tüm Müslümanların bayramıdır.

Kur’ân’da doğrudan “Kurban Bayramı” ifadesi geçmez, fakat kurban kesmekten söz eden ayetler vardır:

“Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları kurban etmeleri için bir ibadet koyduk…”
(Hac 22:34)

Bu ayette kurban kesmenin yalnızca hacılara değil, her ümmete farz kılındığı bildirilmiştir. Yani bu ibadet, evrensel bir sembol taşır.


🔹 2. Hayvan Kesmek İbadet mi Âdet mi?

Bu noktada İbn Teymiyye gibi bazı düşünürler, kurban kesmenin sırf şekilsel bir âdet haline dönüşmesini eleştirmişlerdir. Ancak bu, kurban kesmenin tamamen âdet olduğu anlamına gelmez.

Kur’anî ve Sünnet Delilleri:

  • Kevser Suresi 2. ayet: “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.” (Fe-salli li-Rabbike venhar)

Bu açık emir, ibadet niyetiyle kesilen kurbanın bir ibadet olduğunu ortaya koyar.

  • Hadis: “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse, bizim namazgâhımıza yaklaşmasın.”
    (İbn Mâce, Edâhî, 2)

Bu ifade de kurbanın, gücü yetene vacip olduğunu destekler (Hanefî mezhebine göre vaciptir).


🔹 3. Kurban Sadece Hacılara mı Mahsustur?

Bu görüşü savunan bazı modernist yaklaşımlar var, ancak İslam fıkhının dört mezhebi de kurbanın sadece hacılara mahsus olmadığını söyler. İşte delilleri:

  • Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Medine’de hac yapmadığı yıllarda da kurban kesmiştir.
  • Hac’da kesilen kurbanlara “hedy” denir, bu hac ibadetinin bir parçasıdır.
  • Ancak bayramda kesilen kurbanlar, bireysel kulluk ve toplumsal paylaşım niyetlidir ve hacca gitmeyenler için geçerlidir.

🔹 4. İsmail Kıssası: Kurbanın Menşei mi?

Evet, kurbanın sembolik menşei Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu İsmail’i kurban etmek istemesi ve Allah’ın bunu bir koçla değiştirmesi hadisesidir.

“Biz ona büyük bir kurbanı fidye olarak verdik.”
(Sâffât 37:107)

Bu olay, zamanla sembolik bir teslimiyet örneğine dönüşmüş, ümmetler arasında da kurban kesme pratiği yerleşmiştir. Yani bu, sadece alışkanlık değil; vahye dayanan bir ibadet pratiğidir.


🔹 5. Tarihte Dinî Kural Üreten Ulemâ Eleştirisi

Evet, zamanla bazı ulema tarafından aşırı ayrıntıya kaçan ve zorluk doğuran hükümler üretilmiş olabilir. Ancak burada temel ayrım şudur:

  • Kur’an ve sahih sünnetin ortaya koyduğu öz, teslimiyet, takva ve paylaşmadır.
  • Ancak ulemanın zamanla koyduğu bazı detaylar, ibadeti ağırlaştırabilir, bu da “külfete çevirmek” şeklinde algılanabilir.

📌 Sonuç

  • Kurban ibadeti yalnızca hacılara mahsus değildir, ümmetin geneline yöneliktir.
  • Hayvan kesmek şekliyle değil, niyet ve takva ile ibadet olur.
  • İsmail kıssası bu ibadetin sembolik köküdür, bu olay üzerinden Allah’a teslimiyet örneği ortaya konmuştur.
  • Kurban, hem bireysel bir kulluk hem de sosyal yardımlaşmanın ifadesidir.

Share this content:

Bir yanıt verin