Bakara 123 ‘de Geçen şefaat ‘de onlara fayda etmeyecektir ne demek?

Elbette Ahmed Bey. Bakara Suresi 123. ayette geçen “şefaatin fayda vermemesi” ifadesi, hem kelime anlamı hem de İslam düşüncesi ve akaidi (inanç esasları) açısından çok derin bir anlam taşır. Ayetin meali ve ardından akademik düzeyde açıklamasını aşağıda detaylı şekilde veriyorum:


Bakara Suresi 2:123 – Ayetin Arapçası ve Meali

Arapça:
وَاتَّقُوا يَوْمًا لَّا تَجْزِي نَفْسٌ عَن نَّفْسٍ شَيْـًٔا وَلَا يُقْبَلُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلَا تَنفَعُهَا شَفَاعَةٌ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ

Meali:
“Ve öyle bir günden sakının ki, hiçbir nefis bir başkasının yerine bir şey ödeyemez. Ondan hiçbir fidye kabul edilmez. Ona hiçbir şefaat fayda vermez. Ve onlar yardım da görmezler.”


Ayetin Akademik (Akaid ve Tefsir) Açıklaması

1. Kıyamet Günü’nün Mutlak Adalet Günü Olması

Bu ayet, kıyamet gününü mutlak adaletin tecelli ettiği bir gün olarak tasvir eder. İnsanların dünyevi ayrıcalıkları, nesebi, kavmi, zenginliği ya da dini etiketleri orada işe yaramayacaktır.

  • “لَا تَجْزِي نَفْسٌ عَن نَّفْسٍ شَيْـًٔا”
    → Hiçbir can, başka bir can adına hiçbir şeyi yerine getiremez.
    → Bu, bireysel sorumluluğun altını çizer. Toplumsal ya da ailevi statü kurtuluş sağlamaz.
  • “وَلَا يُقْبَلُ مِنْهَا عَدْلٌ”
    → Ondan adl (karşılık, fidye) kabul edilmez.
    → Yani o gün, dünyevi para, rüşvet, torpil ya da fidye ile kurtuluş mümkün değildir.

2. “وَلَا تَنفَعُهَا شَفَاعَةٌ” – Şefaatin Fayda Vermemesi Ne Demek?

a. Şefaat Kavramı

  • Şefaat kelimesi Arapça’da “çift olmak”, “bir başkasına destek olmak” anlamındaki ش ف ع kökünden gelir.
  • Terim olarak, birinin affı veya cezasının hafifletilmesi için Allah’tan dilekte bulunmak anlamına gelir.

b. Bu Ayette Neden “Şefaat Fayda Vermez” Deniyor?

  • Ayet, şirk koşanlar, imanı olmayanlar, zulümde direnenler için şefaatin fayda etmeyeceğini vurgular.
  • Bu, şefaatin tamamen reddi değil, belirli kimseler için geçersiz olduğunu bildirir.

c. Kur’an’daki Şefaat Tasnifi (Detaylı Yaklaşım):

  1. Reddi Bildiren Ayetler:
    • Bu ayette olduğu gibi (Bakara 2:123, En’am 70, Secde 4).
    • Şefaatin genel geçer, herkes için geçerli bir hak olmadığını ifade eder.
    • Şirk içindeki kimselere ya da ahirete hazırlıksız gelenlere fayda vermeyecektir.
  2. İzni Bildiren Ayetler:
    • Tâhâ 109: “O gün Rahmân’ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseler dışında şefaat fayda vermez.”
    • Bu ayetler, şefaatin ancak Allah’ın izniyle ve razı olduğu kimselere yapılabileceğini belirtir.
  3. Peygamberin Şefaat Yetkisi:
    • Hadislerde şefaatin en büyüğü olan “şefaat-i uzmâ” Peygamber Efendimize verilmiştir.
    • Ama bu yetki bile Allah’ın iznine bağlıdır (Bkz. Müslim, Îmân 81).

d. Ayetin Akidesel Sonucu:

  • Şefaat, otomatik bir kurtuluş mekanizması değildir.
  • Allah’ın izni ve rızası olmadan hiçbir şefaat geçerli değildir.
  • Ahirette kişinin kendi imanı ve ameli dışında kurtarıcı yoktur.

3. “وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ” – Yardım da Görmezler

  • Yani ilahi yardım (nusret) de onlara ulaşmaz.
  • Hem dünyevi dostluklar hem de melekler ya da peygamberler tarafından yapılacak dış yardım orada geçersizdir.

Sonuç ve Tasavvufî Yorum

Tasavvuf ehli bu ayeti, kulun kulluğunu fark etmesi, benlikten arınıp yalnız Allah’a yönelmesi gerektiği şeklinde yorumlar. Gerçek şefaatin de, Allah’ın razı olduğu kalple yaşamak ve bu kalple ölmektir. Kalbin temizlenmesi, şirkten ve benlikten arınması şefaatten faydalanabilmenin zemini olarak görülür.


Share this content:

Bir yanıt verin