Buhtunnasr (veya meşhur adıyla Nebukadnezar) hakkında detaylı bilgi verelim :

📜 Buhtunnasr Kimdir?

1. Kimdir?

• Buhtunnasr (Arapça telaffuzla), Nebukadnezar II diye bilinen,
• M.Ö. 605 – 562 yılları arasında yaşamış ve hüküm sürmüş,
• Babil İmparatorluğu’nun en ünlü hükümdarlarından biridir.
• Bugünkü Irak topraklarında hüküm süren Babil’in kralıydı.

Tarihî kayıtlarda:

• Asıl adı Nabu-kudurri-usur.
• Anlamı: “Nabu (tanrısı) benim sınırlarımı koruyor.”

2. Kur’an ve İslam Kültüründeki Yeri

• Kur’an’da ismen geçmez;
• Ancak İslamî tefsirlerde, özellikle İsrailoğulları’nın cezalandırılması bağlamında Buhtunnasr’dan bahsedilir.
• İsrailoğulları, Allah’ın emirlerine isyan ettiklerinde, Allah onları çok güçlü bir kavimle cezalandıracağını bildirir.
• Bu kavmin liderinin Buhtunnasr olduğu rivayet edilir.

İlgili Ayet:

“Biz İsrailoğulları’na kitapta şunu bildirdik: İki defa yeryüzünde bozgunculuk yapacak, büyük bir taşkınlıkla böbürleneceklerdir…”
(İsrâ Suresi, 17:4-5)

Tefsirlerde açıklama:

• Bu bozgunculuklardan sonra Allah, üzerlerine çok güçlü bir ordu gönderir.
• Bu ordunun başında Buhtunnasr bulunur ve Beytülmakdis’i yerle bir eder.

3. Tarihî Olarak Ne Yaptı?

• M.Ö. 586 yılında Kudüs’ü (Beytülmakdis’i) kuşattı.
• Şehri işgal etti ve Yahudilerin kutsal mabedini (Süleyman Mabedi’ni) yıktı.
• Binlerce Yahudiyi Babil’e esir olarak götürdü (Babil Sürgünü denir).
• Kudüs o gün yerle bir olmuş ve halkı büyük bir musibete uğramıştı.

İslam kaynaklarında:
Bu olay, Allah’ın gazabının bir tecellisi ve “ilâhî adaletin” uygulaması olarak görülür.

4. Tasavvufî Yorumlarda Buhtunnasr

• Bazı mutasavvıflara göre Buhtunnasr, ilâhî kahır ve gazabın dünya üzerindeki görünüşüdür.
• Saliklere (dervişlere) şöyle nasihat edilir:

“Kalbini dünya sevgisiyle kirletirsen, kalbine Buhtunnasr gibi kahır askerleri hücum eder, gönül mabedini yerle bir eder!”

🌿 Yani:
Beytülmakdis nasıl Buhtunnasr tarafından yıkıldıysa, insan da kalbini korumazsa içindeki ilahi sevgiyi kaybedebilir.

✨ Özet Tablo

🌿
Buhtunnasr sadece bir tarihî şahsiyet değil; adeta ilâhî kaderin büyük bir tecellisidir.
Onun kıssası bize, hem bireysel hem toplumsal olarak zulümden, isyandan kaçınmamız gerektiğini öğretir.