Kültür Toplumda nasıl paylaşılıyor

Bu paragraf, kültürün toplum içinde nasıl paylaşıldığını ve bunun sınıfsal, milli ve kolonyal bağlamda nasıl şekillendiğini ele alıyor. Şimdi detaylıca açıklayalım:

1. Kültür, Toplumun Tamamı Tarafından Paylaşılan Bir Olgu mudur?

Paragrafın başında, kültürün toplumun tamamı tarafından paylaşılan bir unsur olduğu ifade ediliyor. Yani kültür, bireylerin veya belirli grupların değil, genel olarak toplumun ortak değerleri, normları, inanışları ve pratikleri olarak görülüyor. Ancak burada bir soru ortaya çıkıyor:

  • Kültür gerçekten herkes tarafından eşit şekilde mi paylaşılır?
  • Yoksa belirli gruplar kültüre daha fazla yön verirken, diğerleri bu kültürü benimsemek zorunda mı kalır?

Yazarlar Dirks, Eley ve Ortner (1994) bu noktada kültürün paylaşımını sorguluyorlar ve şu soruları öneriyorlar:

  • Kim tarafından? (Kültürü kim şekillendiriyor?)
  • Hangi yollarla? (Kültür nasıl aktarılıyor?)
  • Hangi şartlar altında? (Kültürel paylaşım hangi sosyal, ekonomik ve politik koşullarda gerçekleşiyor?)

2. Kültürün Sınıfsal ve Milli Boyutu

Burada yazarlar, kültürün sadece toplumun tamamı tarafından paylaşılan bir olgu olmadığını, aksine farklı sınıflar ve milletler içinde farklı şekillerde tezahür ettiğini vurguluyor.

  • Sınıfsal boyut: Kültür, her sınıfta aynı şekilde paylaşılmaz. Üst sınıflar kültürü belirlemede daha fazla güce sahip olabilir ve alt sınıflar, onların belirlediği kültürü benimsemek zorunda kalabilir.
  • Milli boyut: Kültür sadece sınıfsal farklarla şekillenmez; aynı zamanda ulusal kimlik ve tarihle de bağlantılıdır.

3. Kolonyalizm ve Kültürel Hegemonya

Kolonyalizm (sömürgecilik) bağlamında bu durum daha da karmaşık hale gelir. Sömürge yönetimi altında yaşayan toplumlarda kültür şu şekilde şekillenir:

  • Ekonomik, politik ve entelektüel elitler (yani toplumun yönetici, eğitimli veya zengin kesimi), kolonyal (sömürgeci) kültürü benimseyebilir ve onu kendi toplumlarına aktarabilir.
  • Bu elitler, sömürgeci kültürün taşıyıcısı haline gelirler ve bunu kendi rızalarıyla yaparlar. Yani zorla değil, bazen bilinçli olarak, bazen de bu kültüre uyum sağlamak zorunda olduklarını düşündükleri için yaparlar.
  • Böylece, bu elitler kültürel hegemonyanın (egemen sınıfın veya gücün, toplumun düşünce ve değerlerini kontrol etmesi) bir parçası haline gelir.

Sonuç: Kültürel Hegemonya ve Sömürgecilik

  • Kültür, her zaman herkes tarafından eşit şekilde paylaşılmaz.
  • Sınıfsal ve ulusal farklılıklar kültürel paylaşımı etkiler.
  • Sömürge toplumlarında yerel elitler, sömürgeci kültürün taşıyıcıları olabilir ve bu da kültürel hegemonyanın bir parçası olur.
  • Yani kültür, yalnızca “paylaşılan bir şey” olarak değil, aynı zamanda güç ilişkileri ve hegemonya çerçevesinde şekillenen bir olgu olarak ele alınmalıdır.

Bu açıklamalar, kültürün paylaşımıyla ilgili daha eleştirel bir bakış açısı sunuyor. Yani “toplumun tamamı kültürü paylaşır” gibi basit bir yaklaşım yerine, kültürü kimin ürettiği, kimin yönlendirdiği ve kimin bu kültürü benimsemek zorunda kaldığı gibi sorular üzerinde düşünmemizi sağlıyor.

Share this content:

Bir yanıt verin