Uluhiyet Nedir?

Hani Kitabı Haktır eşya sandığın ol okur kitabı sey eylemiş.

Bu ifadede eski Osmanlıca bir üslup kullanılmış. Günümüz Türkçesiyle anlamı şöyle yorumlanabilir:

“Hani, Kitab’ı Hak’tır (gerçektir), eşya sandığın (gerçek zannettiğin şeyler) aslında bir kitabı okumaktadır, onu iyi seyret.”

Burada derin bir tasavvufi anlam var. Şöyle açıklanabilir:

  • Kitabı Hak: Allah’ın hakikat kitabı, yani evrenin ve varlığın ilahi bir düzen içinde yazılmış olduğu gerçeği.
  • Eşya sandığın: Maddi dünyada gerçek olarak kabul ettiğin her şey.
  • Ol okur kitabı: Yani, varlık ve kainat aslında bir kitap gibi okunabilir. Her şey Allah’ın ayetleri gibi bir anlam taşır.
  • Sey eylemiş: Dikkatlice bak, ibret al, derinlemesine düşün.

Bu ifade tasavvufî bir bakış açısıyla, evrenin ve varlığın Allah’ın bir kitabı gibi okunması gerektiğini anlatıyor. Yani dış dünyadaki her şey, aslında ilahi hakikatin bir yansımasıdır ve ibret almak için okunmalıdır.

Budur olan doğru değerlendirme . Taşı taş,Güneşi güneş, iskemleyi iskemle görürsen bu değerlendirme değildir .Tek bunu bu şekilde değerlendirirsen .BurdaUluhiyeti anlaman mümkün değil .

Kelimelerin hakiki manasını idrak etmedikçe irfan ehli olamasın ve bu kelimelerin hakiki manasını yaşamadıkça ve şuhut ve müşade etmedikçe . Allah dediğimiz zaman neyi anlıyoruz ? .Rahman dediğimiz zaman neyi anlıyoruz ? İnsan dediğimiz zaman neyi anlıyoruz ?Neyi kastediyoruz? Beşer Şaşar belirtilen zillet halinde olan bir insanı mı anlıyoruz ?Allah’ın Kastettiği halife insanımı anlıyoruz ve takdir edebiliyoruz ?

İşte Allah dediğimiz başka mertebede Uluhiyet =ilahiyet bu mertebe görevi ne? tüm alemlerde üstlendiği görev nedir? Bu varlığın gerçek yüzleri ile yani Uluhiyetin kendilerine vermiş olduğu yüzleri ile bizim beşereyetimizle bakıp söylenlendirdiğimiz değil ama basitçe anlamak için

Bu varlığın gerçek yüzleri ile yani Uluhiyetin kendilerine vermiş olduğu yüzleri ile” Ne Demek?

Burada “varlığın yüzleri” ifadesi, varlığın farklı tezahürleri (görünüşleri) anlamına gelir. Yani:

  • Her şey Allah’ın bir tecellisidir ancak farklı isim ve sıfatlarla görünür.
  • Uluhiyet mertebesi, her varlığa kendi özelliklerine uygun bir “yüz” verir.
    • Örneğin, Rahman sıfatıyla merhamet gösterir, Kahhar sıfatıyla hükmeder, Rezzak sıfatıyla rızık verir.
    • İnsan, hayvan, melek, cin gibi varlıkların her biri Allah’ın farklı sıfatlarının tecellisiyle belirlenmiş “yüzler” taşır.

Sonuç:

Uluhiyet mertebesi, Allah’ın tüm varlık âlemine hükmeden, yöneten, düzenleyen ve tecelli eden yönüdür. Bu mertebede her varlığa kendi hakikatine uygun bir tecelli (yüz) verilir. Yani Allah’ın sıfatları farklı varlıklarda farklı şekillerde görünür ve bu sıfatlar sayesinde varlıklar belirli görevler üstlenir.

Bizim beşeretiyimizle bakıp değerlendirdiğimiz yüzler değil. İşte Bu ayette

Her varlık kendine ait ait bir özelliğe sahipse işte bu kendi özelliği onun kendi vechi dir. Buda Gerçek Hakikati demektir. Yani Nohut’un nohutluğu kendi hakikatidir. Sarımsakın sarmısaklığı kendi vechisi ,yılanın yılanlığı,kuşun kuşluğu

İşte o yüzleri kendi mertebesinde ,kendinin bulunduğu mertebede ilahi bilge onu hangi mertebeye koymuşsa o mertebede koruma altına alınmasına Uluhiyet diyoruz .

Tahakıllahu Allah

Sorunuzun ifadesi tam olarak net değil, ancak tasavvufi bir bağlamda yorumlamaya çalışayım.

1. “Tahakıllahu” Ne Anlama Geliyor?

Kelimenin kökenine bakarsak:

  • “Tahakkuk”: Gerçekleşmek, vücut bulmak, kesinleşmek demektir.
  • “Allah” kelimesiyle birleşince, “Allah’ın hakikatiyle var olmak” veya “Allah’ın hakikatinin tecelli etmesi” anlamına gelebilir.
  • Eğer “Tahakıllahu” kelimesi yanlış yazılmışsa, “Tehallakû bi ahlâkıllah” ifadesine benziyor olabilir.

2. “Tehallakû Bi Ahlâkıllah” (Allah’ın Ahlakıyla Ahlaklanın)

Bu ifade hadis-i şerif olarak rivayet edilir:

تَخَلَّقُوا بِأَخْلَاقِ اللَّهِ
“Allah’ın ahlakıyla ahlaklanın.”

Bu, tasavvufta önemli bir kavramdır ve insanın ilahi ahlakı kuşanması, yani Allah’ın güzel sıfatlarını yansıtması gerektiğini anlatır.

3. “Allahın Ahlakı Her Mertebedeki Varlığın Korumasıdır” Ne Demek?

Bu ifade tasavvufî açıdan şu anlama gelebilir:

  • Her mertebedeki varlık, yani insan, melek, cin, hayvan, hatta cansız varlıklar bile Allah’ın koyduğu düzene ve ahlaka uygun hareket ettiklerinde korunurlar.
  • Allah’ın Rahman, Adil, Hâfız, Rezzak, Latif gibi sıfatları, varlık âlemini koruyan ve yöneten özelliklerdir.
  • İnsan, Allah’ın ahlakını kendine rehber edinirse, dünya ve ahiret saadetine ulaşır.
  • Melekler, Allah’ın emri doğrultusunda hareket ettikleri için korunurlar.
  • Doğa, Allah’ın koyduğu düzen içinde var olduğu sürece devam eder.

Sonuç:

Eğer ifade “Tehallakû bi ahlâkıllah” ise, bu Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmayı anlatan tasavvufi bir öğretidir. Her varlık, Allah’ın ilahi düzenine ve ahlakına uyduğu sürece korunur ve varlığını devam ettirir.

Bir Bal Arısının Balı temin ettirmesi Uluhiyet mertebesine düşen görevidir . Bal arısının gerçek vechi bal üretmektedir bunun karşılığında Eşek arısının ihtiyacını vermesi gerekir . vermemesi onu mertebesinde korumamış olur .Uluhiyet tarafa tutmaz Küfür ehlinin dahi ihtiyacını Allah karşılar .

Uluhiyet varlıklardan var oluşumunda hakkını verir . Bu da onun adaleti oluyor .

Uluhiyet sahibi ;Küfürü bile küfür mertebesinde ,imanında imanı kendi mertebesinde korur .

Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye yönelirseniz yönelin, işte Allah’ın yüzü (vechi) oradadır. Şüphesiz Allah, her şeyi kuşatan ve bilendir.”
(Bakara, 2/115)

“Vechullah” (Allah’ın yüzü): Tasavvufî anlamda Allah’ın tecellisi, varlık âlemindeki görünüşleri anlamına gelir.

Bu ayet, Allah’ın mutlak varlığını ve her yerde O’nun tecellisini anlatır.

Biz baktığımız zaman Eşyayı eşya süretinde gördüğümüz zaman bu ayeti takdir edemeyiz .

Allah’ın verdiği yüzleri gerçek yüzleri ile çevremizi tespit ve müşahede ettiğimiz zaman onun vechini müşahede edebiliriz.yoksa beşeriyet kafamızla bu Allah’ın vechidir dersek çok yalnış söylemiş oluruz .

Share this content:

Bir yanıt verin