Bakara 73 . Ayet şöyle ;73- Haydi, şimdi öldürülen adama, kesilen ineğin bir parçasıyla
vurun, dedik. Böylece Allah ölüleri diriltir ve düşünesiniz diye size
ayetlerini gösterir
Haydi, şimdi öldürülen adama, kesilen ineğin bir parçasıyla vurun,
dedik.” İneğin kuyruğunu veya-kıssada anlatıldığı üzere-dilini öldürülen
adama vurun ki dirilip size katilinin kim olduğunu söylesin. Kuyruğun
(öldürülen adama) vurulması, nefsin öldürülüp en zayıf kuvvetinin geride
bırakılmasına işarettir
Bu metinde, tasavvufi bir anlatım üzerinden, insanın dışsal (zahiri) duyularının ve fikirlerinin kontrol altına alınması ve aşılması ele alınıyor. Sembolik olarak “kuyruk” ve “dil” gibi unsurlar üzerinden nefsin farklı aşamaları açıklanıyor.
Zahiri duyular nefsin kuyruğu hükmündedir: “Zahiri duyular”, insanın dış dünyayla olan duyusal etkileşimlerini ifade eder. Göz, kulak, dokunma gibi duyular insanın fiziksel gerçeklikle bağlantısını sağlar. Tasavvufta bu duyular nefsin bir parçası olarak kabul edilir, çünkü dünya ile olan bağlantılar egonun bir parçası olarak görülür. “Kuyruk” burada, nefsin en son ve zayıf kısmı olarak sembolize ediliyor. Zahiri duyular da nefsin bu zayıf yönlerinden biri olarak kabul ediliyor; yani insanın dış dünyaya olan bağımlılığı ve algıları, nefsin son sınırlarıdır.
Kesilen sığırın dilinin öldürülen adama vurulması: Sığır, birçok tasavvufi metinde kurban edilme ve nefsi aşma sembolü olarak kullanılır. Burada sığırın dili, insanın dilini (konuşma ve düşünme yetisini) sembolize eder. “Dilin öldürülen adama vurulması”, insanın ahlakı ve fikirlerinin aşılması anlamına gelir. Yani nefsin kontrolü altındaki ahlaki ve zihinsel yapıların iptal edilmesi, yok edilmesi veya aşılması söz konusudur. Bu, bir tür arınma ve nefsi yenme sürecidir.
Ahlakının ve güçlerinin iptal edilmesi: Bu ifade, kişinin eski ahlaki yapılarını, alışkanlıklarını ve güçlerini (iradesini, egosunu) terk etmesi, bunları geride bırakması gerektiğini ifade eder. Nefsin kontrolü altındaki tüm davranış biçimlerinin ve fikirlerin aşılması gerektiğine işaret eder.
Dili olan fikrinin geride bırakılması: Dil, aynı zamanda düşünceyi, fikri temsil eder. Bu sembolik anlatımda dil, insanın zihinsel yönünü (düşüncelerini ve fikirlerini) ifade eder. Nefsi aşma sürecinde kişinin bu fikri yapılarından da arınması gerektiği anlatılıyor. Bu, zihnin özgürleşmesi, nefsin etkisinden kurtulması anlamına gelir.
Özetle bu bölümde, insanın dış dünyaya duyularıyla ve zihniyle bağlı olduğu, ancak tasavvufi bir yolculukta bu bağların ve düşünsel yapıların aşılması gerektiği ifade ediliyor. Zahiri (dışsal) duyuların ve zihinsel kalıpların iptali, nefsin son aşamasında gerçekleşen bir arınma sürecini temsil eder.