Elmalı Hamdi Tefsiri 24. De ki: Sizi zerre zerre yaratıp, yerde yayan, çoğaltarak her hangi bir sebeple şuraya buraya, şu dereye, şu tepeye, şu ülkeye, şu noktaya, şu cemiyete bu cemiyete dağıtan da ancak, O sizi yaratan Allah’tır. Yoksa ne gelişir, ne çoğalır, ne büyür, ne dağılır ne de her biriniz bir yerde bir mevki işgal edebilirdiniz. Sonunda da hepiniz O’nun huzurunda toplanacaksınız; her nerede olursanız olunuz, her hangi bir noktada, bir devlet ve toplulukta bulunursanız bulununuz, nihayet O’na sevkedilip O’nun katında toplanacaksınız. Böyle olmayan hiç bir ferd, hiçbir cemiyyet yoktur. O halde niçin önce sizi başkası yaratmış, başkası büyütmüş sonra da ölmeyecek, bulunduğunuz dünyada kalacak, yahut başkasına gidecekmişsiniz gibi davranıyor, başkalarına kulluk ediyor, başkalarından korkuyor, nankörlükle bu bayağılıkta kalmak istiyorsunuz da, O’na gideceğinize iman ederek her hareketinizde O’nun rızasını gözetip şükrederek O’na gitmek istemiyorsunuz? Demek ki siz her nerede olursanız olunuz O’ndan kulağınıza, gözlerinize, gönüllerinize eriştirilen haberleri güzelce, samimiyyetle dinleyip onlara hıyanet etmeden hareket edecek olsanız hiçbir yerde ölümden kurtulamayacağınızı ve her nerede bulunursanız yaratıcının yardımıyla yaşadığınızı ve sonunda O’na gideceğinizi bilir anlarsınız. Ve bu anlayışla yüzünüzü O’na, O’nun kıblesine çevirip ancak O’ndan korkarak ve O’na şükrederek hareket edecek olsanız, “Nerede olursanız olun sonunda Allah sizi bir araya getirir..” (Bakara, 2/148) âyetine göre hepiniz bir cemiyyet olarak O’nun huzuruna ak yüzle girmiş ve başka korkuların hepsini atmış bulunursunuz. O sizi her şeyden kurtarır ve her murada erdirir. O’ndan başka saydıklarınız ve korktuklarınız ise O’nun elinden sizi kurtaramaz. Olsa olsa bir kaç günlük geçici bir zevk veya kedere sebebiyyet verebilir, o da Allah’ın izin ve iradesi olursa yapabilir. Ve nihayet hepiniz ferd ferd veya cemiyyet cemiyyet veya bütün yer ve gökle birlikte O’na sevkedilir, O’nun huzurunda yeni bir diriliş, ebedi ceza ve mükafat için toplanırsınız.
Tevilat Tefsiri
“De ki: Sizi yaratan…O’dur.” Bu bağlamda Allah’ın ilk kez yaratma
(ibda) ve yaratmayı tekrarlama (iade) fiillerine işaret ediliyor. Bu arada
perdelenmişlerin, Allah’ın ilk kez yaratmasını kabul ettikleri halde,
yaratmayı tekrarlamasını inkâr ettikleri açıklanıyor. Artık, inkâr ettikleri
şeyi görmekten dolayı yüzlerinin kararması kaçınılmazdır. Yüzlerini bir
keder kaplayacaktır, sıkıntıları yüzlerinden okunacaktır. Öyle elem verici
bir azap göreceklerdir ki, vasfetmeye imkân yoktur. Kendilerini Hak’tan
perdeleyen, tesirlerinin olduğunu varsaydıkları şeylerin onları bu
azaptan kurtarmasına da imkân yoktur. Bütün yakıştırmalara rağmen
onlar acizdirler, kudretten yoksundurlar. Ama Rahman olan Allah öyle
değildir. Onlar, bütün fiilleri O’ndan görerek Rahman’a güvenip
dayanmadılar. Başkasından tesir özelliğini nefyetmediler. Kısacası
Rahman olan Allah’a hakkıyla iman etmediler.